Merhaba.
Bu blog benim kişisel motosiklet hikayemi, motosikletle ilgili deneyim ve düşüncelerimi anlatmaktadır.
Profesyonel bir motosiklet sürücüsü değilim, amatörce, kendi bilgim dahilinde kendime bir kişisel motosiklet arşivi hazırlamak amacıyla yola çıktım, sonrasında iş biraz dallanıp budaklandı. Ben deneyim kazandıkça blogda paylaşım ve yazılar çoğaldı.
Motosiklet insana büyük zevk veren bir taşıt, üstelik büyük şehirlerin trafik kaosuna da bireysel anlamda harika bir çözüm sunuyor. Ama aynı zamanda oldukça riskli de bir taşıt. Motosiklete her sürücü kendi kişisel risklerini ve sorumluluklarını alarak binmek durumunda. Bu sebeple benim burada anlattıklarım tamamen benim kişisel deneyimlerim olup tavsiye ve teşvik niteliği taşımamaktadır. Okurlarının bloğu bu bilinçle okuduğu ön kabulüyle yazıp çiziyorum ve sizin motosikletle yapacaklarınız sizi bağlıyor, tıpkı benimkilerin de beni bağladığı gibi. Blog sizin yapacaklarınızla ilgili sorumluluk kabul etmez, zira burası bir motosiklete başlangıç ya da eğitim mecrası değildir.
Motosiklete başlamak isteyenler için sanılandan çok eğitim merkezi var memlekette, eğitimsiz sürmeyin derim. Çok şey fark ediyor çünkü.

Yolunuz hep açık olsun.
Nice yollara.

Ç.Ö.


5 Ağustos 2020 Çarşamba

ELVEDA

Nitelikten çok niceliğin önemli hale geldiği günümüzde, mazruf değil zarf önemli artık. Benim ise mazruflarımı koyacak allı pullu zarflarım yok ne yazık ki hala...
 

   
   Muhtemelen ve yeniden devasa bir hevese kapılmazsam bu yazı bloğun son yazısı olacak. Zaten birkaç paylaşımdır “ufak ufak artık dükkanı kapatsam mı?” demeye başlamıştım. İyiden iyiye keyfim de kaçık bu aralar, korona virüsler, ekonomik bunalımlar, motosiklet, pazar, market uçan fiyatlar, kadın cinayetleri, çocuk tacizleri, magandalar, mafyalar, ahlaksızlar, inanç simsarları, aymazlar, düzenbazlar, hainler, şeref haysiyet yoksunu olup kendini en şerefli gibi gösterenler, adilikte sınır tanımayıp en dürüst adamı oynayanlar, güce tapınanlar, güçsüzü adamdan saymayanlar, parayı bulunca adam olduğunu sananlar, para için adam satanlar, insana da hayvana da eziyet eden insan olamamış mahlukatlar, aynaya hiç bakmayanlar, dünyayı kendi etrafında dönüyor sananlar, en acısı da üzerine çoktan karlar yağmış olan güvendiğimiz dağlar, daha sayamadığım bilumum çirkeflik, yozluk, yobazlık, bazı şeyleri yazmayı, anlatmayı epeyce anlamsız kılmaya başlamıştı benim için son zamanlarda. Blogda da epeydir youtube kanalındaki videoları paylaşır olmuştum. Hatta “reklam yapıp gideyim” diye yazdım geçenlerde, o yazıda henüz net değildi kararım, sonrasında “son bir” deyip İhtarname çektiğimde bile çok netleşmemişti kafam, ama artık nokta koyma zamanıdır sanırım. Boşa diretmenin de bir yerden sonra anlamı yok.
   
   125, 250 cc motosiklet bile, şundan kısa bir süre önce otomobil alabildiğimiz rakamlara çıkmışken, motosikleti keyif için yazıp çizmek, anlatmak, hatta sürmek bu memlekette ne kadar anlamlıdır artık? Benim için artık zevksiz, tatsız, anlamsız bir hal aldı orası kesin gibi. Son aldığım motorumu bile scooter olarak seçtim, ki sadece ulaşımımı sağlıyor. (Son üç motorum neredeyse tamamen sadece ulaşımımı sağlıyor zaten.) Motor kullanmaktan vazgeçeceğimi sanmıyorum, hele hele İstanbul’da yaşadıkça büyük kolaylık sağlıyor, ama çokça anlamlı gelmeyen hobi, zevk ya da keyif paylaşımlarını bitiriyorum artık. Ne içimden gidip bir motosikleti test etmek geçiyor, ne de açıp motosiklete dair bir şeyleri okumak, izlemek, takip etmek. Ha, sanmayın ki başka şeylerde bu durum farklı, genel olarak memleketimin hali gibi bir haleti ruhiye içindeyim. Benim için uzun zamandır otomobil de, motosiklet de sadece birer ulaşım aracı, ki otomobil zaten baştan beri öyleydi, motosiklet de giderek o hale geldi.  Fabrikasyon herhangi bir ulaşım aracına tapınmayı zaten baştan beri kabul etmedim, etmeyeceğim de. Motosiklete de otomobile de gereksiz anlamlar yüklediğimizi ve gereksiz önemli bir yere koyduğumuzu düşünüyorum, ben de yaptım. Ama dünyada yaşamak bunca acımasızken, bu gibi şeyleri öncelik sıralamamda artık çok ama çok aşağılara koymuş vaziyetteyim. Bundan sonra da önceliğim olacaklarını pek sanmıyorum. Sadece birer araç hepsi bu.
   
   Motosiklet dediğin de neticede bir ulaşım aracı işte, hele hele benim gibi bu işe ayırabileceğiniz bütçe de kısıtlı ise bunu bir keyif ve baş hobiniz yapmaya debelenmek epeyce bir boşa çaba haline geliyor zaman içinde. (Ki maddi gücünüz de buna yetmiyor zaten. Hoş yetip yapanlara da şaşarak bakıyorum, gücüm olsa da hobim olmayacak bir araç artık benim için.)
    
   Kişisel olarak zaten çokça uğraşmış olsam da, artık serviste periyodik bakımını yaptırıp işe gidip gelmek dışında motosikletin bilumum tantanasıyla da uğraşma arzum pek kalmadı. Belki de yaşın artık elliye bir kalmış olmasının da bunda etkisi var, bilemiyorum. “Hayat gailesinde çok daha önemli gereksinimler, çok daha hayati konular varken motosiklet de ne ola ki bunların yanında?!” deyip durur oldum. Korona virüsün en patlamış olduğu dönemde, motosiklet sitelerinde depo üstü çanta derdine düşüp, konu başlığı açabilen insanlara hayretle bakar oldum. Şu ana kadar 6000’e (yazı ile altı bin, ki o da resmi rakam, hala kanıtsız) yakın insan hayatını kaybetmiş durumda iken benim motosiklet derdinde olmam, başka bir derdimin olmaması filan, en azından benim yapabileceğim iş değildir. Hayat akıp gidiyor, ama ben sadece kişisel kazanımlarına odaklanıp gerisi tufan diyenlerden değilim, huyum kurusun, genetik mirasımın da neticesi bu biliyorum; belki de bu yüzden babam abilerinden önce kanser olup öldü, belki de bu yüzden o şiir defterlerini doldurdu, belki ben de bu mirası devraldığım için, onlarca deftere, bu gibi mecralara yazdım çizdim. Sanırım bu bir genetik miras, belki de kimilerine göre lanet. Bilemiyorum, artık çokça umursamıyorum da…
   Kaldı ki şu an itibariyle memlekette Dolar 7 tl, Euro 8 küsur tl, altının gramı 460 tl iken, otomobil, motosiklet, elektronik gibi bilumum ithal malın fiyatı eskinin 3, belki 4 katına çıkmışken, daha şurada 2015’de 51 bin tl'ye aldığım sıfır otomobilimin, bugünkü sıfır fiyatı üç katına çıkmışken, ne motosikleti, ne hobisi, ne yazısı, anlatması alla sen.(Dünyanın en uzun cümlesi bu değil, onu girişte saydırırken kurdum sanırım. J  )
    Buna rağmen youtube kanalını çok sık olmasa da kullanmaya devam edip video paylaşacağım, ama orada da konu sadece motosiklet olmayacak, o yüzden adı Fayda-sız, hayattan da bahsedeceğim. Ki belki de zamanla hayata dair daha fazla bahis olacak. Ama orayı da nadasa bırakma kararındayım bir süre, en azından motosiklet videoları anlamında. Nitelikten çok niceliğin önemli hale geldiği günümüzde, mazruf değil zarf önemli artık. Benim ise mazruflarımı koyacak allı, pullu zarflarım yok ne yazık ki hala...
   
   Velhasılı kelam, yazmayı, uzun uzun yazmayı seven biri olarak artık bitireyim, bitireceğim için de uzun uzun yazıyorum ya zaten.
   Daha önce de dediğim gibi blogu kapatıp gitmiyorum, blogger yaşadıkça bu blog da hiç paylaşım yapmasam da duracak. Kim bilir belki bir gün yeniden paylaşım da yaparım. Ama fırsat buldukça o işi youtube’a bırakacağım.
   Sık sık yazar, söylerim, uzun yazınca (zaten okumayan milletin çocukları olarak) hiç okunmuyor, uzun video bile izlenmiyor. Gerek memleket, gerekse tüm dünyada acayip zamanlardan geçiyoruz. Bilgi, teknoloji arttıkça, sanki paralel olarak bilgisizlik, yozluk, cehalet ve utanmazca cehalete övgü de artıyor. Böyle olunca suya yazı yazmak gibi oluyor amatörce yapılan her bir şey, tıpkı benim amatör bloğum ya da youtube kanalım gibi.
   
   Her şeye rağmen bu bir kırgınlık, küsüp gitme yazısı değildir, evet bir vedadır ama kim bilir belki bir gün geri dönüş kapısı da açık bırakılan bir veda. 10.yıl yazısında yazmıştım yineleyeyim, bugüne kadar bu mecraya gelip, okumuş, izlemiş, beğenmiş beğenmemiş ama buraya bir hit bırakmış herkese bin teşekkür. Birilerine bir kırıntı faydam olduysa ne mutlu, ben de buralarda debelenirken çok şey öğrendim. Hem yazma arzumu tatmin ettim, hem eğlendim, hem bilgilendim.
   
   Ama artık zamanıdır vedanın…
   
   Hoşça kalın! Nice Yollara!
   
   Kusurum olduysa affola!

  Çağrı Ö.

NOT: Her son yeni bir başlangıç değildir, bazen son, sadece sondur.



NEDEN SÜRÜŞ EĞİTİMİ ALMALIYIZ ?!

NEDEN SÜRÜŞ EĞİTİMİ ALMALIYIZ ?!
Fotoya tıkla yazıyı oku!

125cc ile Dünya Turu (Around the world by 125cc)

125cc ile Dünya Turu (Around the world by 125cc)
Fotoya tıkla yazıyı oku!

Kaza Şiiri... :)

Kaza Şiiri... :)
Fotoya tıkla yazıyı oku!